DİYARBAKIR ile Bismil arasındaki kolonilerinde leylekler, ailelerinin yeni bireyleriyle Afrika’ya, 4 bin kilometrelik göçe hazırlanıyor. Leyleklerin, kuraklık ve su kaynaklarının azalmasıyla göç yolunda büyük zayiat vereceğini belirten Dicle Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Kılıç, “Leylekler gün içinde 150- 200 kilometre yol kateder. Her bulundukları bölgede belli bir müddet dinlenip beslenmeleri lazım fakat çevremizde ciddi biçimde kuraklık var. Yiyecek konusunda ciddi rekabet var. Rekabeti genelde yavrular kaybeder ve yuvalardan ayrılan 5 yavrudan ancak 1 tanesi veya en fazla 2 tanesi hayatta kalabilir” dedi.
Diyarbakır-Bismil kara yolu üzerinde 200 metre aralıklarla kurulu olan yüksek gerilim hattı direklerinde yaklaşık 50 kilometrelik yol boyunca kurdukları yuvalarla Türkiye’nin en büyük kolonilerinden birini oluşturan leylekler, yavrularıyla birlikte Afrika’ya yapacakları göçe hazırlanıyor. Yaklaşık 4 bin kilometre yol katedecek olan leylekleri, bu yıl kuraklık ve su kaynaklarının azalması nedeniyle zorlu bir yolculuk bekliyor. Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, göç yolunda leyleklerin kuraklık nedeniyle yiyecek bulmakta zorluk çekeceklerini, özellikle yavruların, büyüklerle rekabet edemeyeceğini ve büyük zayiat vereceklerini söyledi. Prof. Dr. Kılıç, sulak alanların korunmaması durumunda biyolojik çeşitliliğin zarar göreceğini kaydetti.
Prof. Dr. Kılıç, leyleklerin bölgeye gelen 300 farklı kuş türünden biri olduğunu söyleyerek, “Bu dönemde yavrularını yetiştirdiler ve yuvadan ayrıldılar. Şimdi ebeveynler ve yavrular birlikte çevredeki sazlıklarda nehir ve göl kenarlarında besleniyorlar çünkü yaklaşık 4 bin kilometre yol katedecekler. Bu yolu katedebilmeleri için vücutlarında yağ birikmesi lazım. Tabii ki yavrular, bunları erginlerden öğreniyorlar. Erginler de yolda onlara kılavuzluk yapacaklar. Bu yolda nerede durulur, nerede dinlenilir, bunu erginler bilir, yavrular da takip eder. Şimdi bunlar gün içinde 150-200 kilometre yol katederler. Her bulundukları bölgede belli bir müddet dinlenip beslenmeleri lazım fakat çevremizde ciddi biçimde kuraklık var. Yiyecek bulmakta ciddi sorunlar var. Leyleklerde özellikle yavrular yeterince beslenemiyorlar. Bu alanlarda yiyecek bulmak da kolay değil. Bazen alanda yüzlerce, binlerce leylek olabilir. Yiyecek konusunda ciddi rekabet var ve genelde yavrular kaybeder, tecrübeli bireyler kazanır. Yuvalardan ayrılan 5 yavrudan ancak bir tanesi veya en fazla iki tanesi hayatta kalabilir. Bunlar ancak kışlaklarına, Afrika’ya Nil Vadisi’ne yetişebiliyorlar. Burada birkaç sene kişisel erginliğe kadar bekliyorlar. Ondan sonra buraya üremeye geliyorlar. Tabii ki gençlerin, yavruların başarılı olma şansı erginlere göre çok düşük. Eğer bu kuraklık bu şekilde devam ederse maalesef biz bunların sayısında ciddi biçimde düşüş bekliyoruz. Çünkü şartlar çok zor, yiyecek bulmak çok zor. Dicle Vadisi bu konuda şanslı. Leyleklere yiyecek sunabiliyor ama önümüzdeki yıllarda bu ciddi sıkıntı daha büyük ölçüde hissedilecektir. Bizlere de düşen bu türlere yardımcı olmak. Koruyarak, sulak alanları kurutmayarak destek olabiliriz. Aksi takdirde leylekler gibi daha pek çok biyolojik çeşitliliğimizi maalesef kaybedeceğiz. Çabalama, insanın mücadele gücü her sorunun üstesinden gelmeye yeterlidir” diye konuştu.